Bir yıl, korunmasız, düzenli ilişkiye rağmen, bir çift gebe kalamıyor ise infertilite yani kısırlıktan söz edebiliriz. Bir çiftin, ay başına gebe kalabilme olasılığı yaklaşık %20 dir, bir yıl sonunda ise gebe kalma olasılığı %85 civarındadır.
Ancak araştırmaya ya da tedaviye başlamak için mutlaka bir yıl beklenmek zorunda değildir; kadının yaşı, adet düzeni, yumurtalık rezervi, endometriozis veya polikistik over sendromu gibi var olan hastalıkları ve erkekte olan hastalıklar önemlidir.
Gebe kalabilmek için kaliteli bir yumurta, kaliteli bir sperm daha sonra bunların tüpte fertilzasyonu–döllenmesi ve nihayet rahim duvarına-endometriuma yapışması- implantasyonu ve orada gelişmesi gerekmektedir. Bunlar için ise genel anlamda; düzenli adet görmeğe, tüplerin açık olmasına, rahimde problem olmamasına ve normal spermlere ihtiyaç vardır.
Gebe kalamamada, çiftlerin eşit payı vardır. Kısırlık nedenlerinin, yaklaşık yarısı erkeğe ve yarısı kadına aittir bir de nedenini bulamadığımız, açıklayamadığımız grup vardır. Erkeğe ait sebepler; sperm sayısında, şeklinde ve hareketlerinde soruna yol açar. Kadına ait nedenler ise başlıca; yumurtalama sorunları, tupe ve pelvise (karnın rahim ve yumurtalıkların bulunduğu kısmı) ait sorunlar, ve yine nedenini bulamadığımız gruptur.
İnfertil çiftin değerlendirilmesi: Çiftin değerlendirilmesi, tıbbi hikayesi ve fizik muayene ile başlar, daha sonra jinekolojik muayene ve ultrasonografi yapılır. Ve buradan elde edilen bilgiler doğrultusunda tetkikler istenir. Genel olarak tetkiklere; erkekten spermiogram-sperm tahlili ve kadından adetinin 2 ya da 3 günü ve 21.günü (daha doğrusu beklenen adetinden 1 hafta önce) yapılacak hormon tahlili ile başlanır. Bu tetkiklerle amacımız erkekte: sperm sayısını, şeklini ve hareketini, kadında da: yumurtalık rezervini ve yumurtlama olup olmadığını tespit etmektir. Spermiogram testi: Erkeketen 2-3 günlük cinsel perhiz sonrası bu sure 5-7 günü de geçmemelidir, sperm örneği alınır. Burada özellikle sperm hacmi, sayısı, hareketliliği ve şekli değerlendirilir. Eğer değerler referans değerler arasında çıkmaz ise 3-4 hafta sonra test tekrarlanır. Buradan alınacak sonuçlara göre erkek endokrin, üroloji ve genetik açıdan ileri testlere yönlendirilir.
Uygun toplama şekli :
Fertilite için sınır değerler (5 persentil);
Yumurtlamanın değerlendirilmesi:
Yumurtlamanın olup olmadığının tespiti için bazı yöntemler vardır. Bunlardan bir tanesi: adet düzeni, adetleri düzenli olan kadınların çoğunluğunda yumurtlama düzenlidir. Bu yüzden, doğal yoldan gebe kalmanın en iyi zamanlaması, adet bittikten sonraki 10 günlük zamanda, gün aşırı ilişkiye girmektir. Yumurta tüp içinde 24 saat canlı kalabilirken, sperm rahim ağzında 2-5 gün canlı kalabilmektedir. Dolayısıyla yumurtlama olmadan önce gebe kalma şansı, yumurtlama olduktan sonra gebe kalma şansından yüksektir, çünkü yumurta ömrü kısadır. Serum progesteron seviyesi genelde uygulanan yöntem budur beklenen adet tarihinden bir hafta önce serum progesteron seviyesine bakılır. Bir diğeri bazal vücüt ısısı takibi vücut ısısı ovulasyon anında en düşük derecededir bundan faydalanılır, İdrarda LH hormonu seviyesi, Endometrial biyopsi, Ama bu son üç yöntem çok uygulanmaz, Yumurtlama olmuyor ise, yumurtlamayı engellediği bilinen tiroid hormonlarının, süt hormonunun (hiperprolaktinemi), hipofiz bezi ve hipotalamus denilen beyin merkezlerinden salgılanan hormonların, serum seviyelerinin değerlendirmesine yönelik araştırmalar yapılmalıdır. İnfertilite şikayeti ile başvuran kadınlardan aşağıdaki hormonlar genellikle istenir:
Rahmin değerlendirilmesi: Doğuştan olan rahim anomalileri, myomlar-ur, rahim içi yapışıklıklar, rahim içi et parçası( endometrial polip, myom), sezaryen skar defekti (istmosel,niş) gebe kalmayı olumsuz etkileyebilirler. Bunları araştırmak ve tespit etmek önemlidir. Rahim içi patolojileri tespit etmekte, rahim filmi (HSG), ultrasonografi, sonohisterografi (sulu ultrasonografi) ve en iyi yöntem olan histeroskopi kullanılmaktadır. Rahim sorunlarında da yine ultrasonografi ve manyetik görüntüleme de kullanır.
Tüplerin ve adneksiyel yapışıklıkların değerlendirilmesi: Tüplerin ve adneksiyel yapışıklıkların değerlendirilmesinde: rahim filmi (HSG) ve laparoskopi kullanılmaktadır, daha az sıklıkla da sonohisterografi (sulu ultrasonografi) ve klamidya antikor testi kullanılmaktadır. Rahim filmi infertil-gebe kalamayan kadınlarda, herkese tedaviden önce yapılmak zorunda değildir, duruma göre: kadının öyküsüne, geçirilmiş ameliyatı olup olmadığına ,sık enfeksiyon geçirip geçirmediğine, endometriozis gibi yapışıklıklarla seyreden hastalığı olup olmadığına göre, rahim filmi zamanlamasına karar verilir.
Rahim filmi adet bitiminden 2-3 gün sonra yapılır, bu süre içinde ilişkiye girilmemeli ve kadında genital enfeksiyon olmamalı. Rahim filmi sırasında oluşan ağrı dayanılmayacak kadar fazla değildir. Laparoskopi ise tüplerin açık olup olmadığını ve adneksiyel yapışıklıkları en iyi gösteren yöntemdir ancak ameliyat olduğu için ilk tercih değildir ve genelde rahim filminde problem olduğunda laparoskopi yapılır.
Nedeni bulunamayan (açıklanamayan) infertilite-kısırlık:
Erkekte sperm testi yapıldıktan ve referans değerler tespit edildikten, kadında yumurtlama olduğu ve tüplerin açık olduğu gösterilmesine rağmen gebelik elde edilemiyor ise buna açıklanamayan kısırlık denmektedir. Bu durumda çiftlerin, tedavi olmadan gebe kalma olasılıkları ay başına % 1-4 arasındadır. Tedavi ile gebelik şansları yükselir.
Yumurtalık rezervi testleri:
Gebelik elde etmede en önemli belirteçlerden bir tanesi kadının yaşıdır. 30 lu yaşlara kadar gebe kalma oranı iyiyken, bu olasılık 30-35 arasında duraklar, 35’ ten sonra azalır ve 40’lı yaşlardan sonra olasılık iyice azalır ama menopoza kadar şans hiçbir zaman imkansız değildir. Yaştan sonra önemli belirteç yumurtalık rezervidir bunun için günümüzde sık yapılan testler şunlardır( bunlardan hepsi yapılmak zorunda değil uygun olan test seçilir):